Borçlunun, henüz mal varlığı üzerindeki tasarruf yetkisinin hukuken kısıtlanmadığı bir dönemde gerçekleştirmiş olduğu tasarruf işlemlerine daha sonra sorumluluğunu doğuracak şekilde sonuç bağlayan ve tasarrufta bulunulan üçüncü kişiye cebri icra işlemlerine katlanma yükümlülüğü getiren İİK 278/2 maddesinde ”Neseben üçüncü dereceye kadar (bu derece dâhil) hısımlar arasında gerçekleşen karşılıklı (ivazlı) tasarruflara kesin olarak bağışlama gibi kabul edileceği ” şeklinde düzenleme; borçlu ve tasarrufta bulunulan üçüncü kişinin mülkiyet hakkına müdahale teşkil ettiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi tarafından “…neseben veya…” ibaresi, Anayasa’nın 13, 35 ve 36. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir.
İptal edilen kural, kamu yararı ile kişisel yarar arasındaki dengeyi bozmak suretiyle mülkiyet hakkının ve hak arama özgürlüğünün ölçüsüz biçimde sınırlandırılmasına neden olmaktadır.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı; ayni hak olan mülkiyet hakkının, nisbi hak olan alacak hakkından daha önemli olduğu ilkesine uygun düşmektedir.